Bazen olduğu gibi yaşamak geliyor içimden. Etine sütüne
karışmadan hatta “banadokunmayanyılan binyaşasıngillerden” olmak boşu boşuna oradan buraya savrulmak istiyorum.
ama nerde öyle beyinsiz gibi yaşamak özgürlüğü..! Hiç istemesen de düşündürüyor
seni ülke, dünya, insanlık…
Kafamızda bir sürü sorunun olması en doğal olanı değimlidir zaten?
Hayat bir “?” değil midir? Neden yaşıyoruz sorusuna cevap için uydurulmamış mıdır
tüm dinler? Yani kim ne derse desin
önemlidir sorular. Hem de cevapları yoksa muhteşem şeylerdir onlar. Soru sormak
eylemini birçok dogma bilgi Zaralı görse de soru sormak düşünme eylemenin
ayrılmaz parçalarından biridir hiç kuşkusuz.
Sanırım geliyoruz o malum soruya “neden yaşıyoruz?” bu
sorunun değişik cevapları var hiç kuşkusuz. dinlerin dediği gibi ilahi olanın(çoğunlukla
Tanrı diye adlandırılıyor) bir deneme tahtası
veya bir laboratuar faresi miyiz yoksa..! yok artık..! Belki de sadece öylece geçerken uğramıştık
dünyaya ve uygarlaşmıştık son bilmem kaç milyon yılda.
İnsanlar kendi küçük dünyaları içinde yaşayıp duruyorlar. Ancak bence herkes en az bir kere
düşünüyordur.“neden varım” diye. Son günlerde ümidim azalıyor, insanlar
düşünmüyormuş, sadece hayatı izliyorlarmış gibime gidiyor. “bazıları” dışında tabi..!
Neden yaşar ki bir insan iyi bir kariyer için mi, finallerinde iyi bir not
almak için mi ya da bu dünyada en büyük sevap bonusunu kazanıp ahiri zamanda
“rahat edebilmek” için mi? Bence hayatın tek bir anlamı var ve bu çok basit:
mutluluk.
Mutluluk kavramı aslında içinde bir sürü yan anlamı
barındıran devasa kocaman büyüklükte bir kelime..! Önemini yazmakla bitiremem
sanırım ancak insan mutlu olmak için yaşar. Yâda en azından mutlu olmak için
yaşamalıdır. Mutlu olmak bireyin mutluluğundan, kolektif mutluluğa kadar uzanan
çok geniş bir yelpazede değerlendirilebilir. Tüm insanlar şu koca ömürlerinde
sadece mutluluğu aramak ve ona biraz daha ulaşmak için didiniyorlar. Daha fazla
para kazanmak istiyorlar örneğin sırf mutluğa ulaşabilmek için. Yada sadece
aşık oluyorlar mutlu olabilmek hayaliyle..! Yani insanlar mutluluğu arıyor her
daim. İşte burada karşımıza “neden” sorusu çıkıyor.
Neden sorusunun cevabını bulmaya çalışmak aslında tamda
mutluluğun kaynağı. Tüm insanlık neden yaşıyorum? neden varım?, ben kimim? Sorularıyla
bir yandan kişiliğini tanımlarken, bir yandan da kişiyi mutluluğa taşıyan araçlarda
biri haline geliyor. Örneğin ben kimim? Sorusuna verilen
“hıyarsevergillerdenim” cevabı bir kişiliği yansıtıyorsa buradan hıyar seven
bir zatı muhterem var ve bu zat hıyara ulaştığımda mutlu oluyor demektir.
Ancak bazı insanları anlamlandıramıyorum hayatın içersinde.
Bu insanlar neden yaşar, hayatta ki amaçları nedir sorusuna bir türlü cevap
veremiyorum. Korkarım bu sorulara kendileri de anlamsız bakışlarla karşılık
vermekte ve sadece yaşadıklarını idea etmektedirler. Aslında onlarda kendi
sorularını aramış ve sonunda kendilerini bir televizyonun önünde yapayalnız,
bir kumandaya mahkûm olarak bulmuşlardır. Beyinlerin içindeki sorular popüler
kültür imgeleriyle yer değiştirmiş soru işaretlerinin yerini sade ve kesin
yargılar almıştır artık. Bu insanlar en tehlikeli insan tipidir beklide. Sadece
bildikleri birkaç dogmayla yaşayan bu insansı türün inaklarına dokunmaya
kalktığınıza yani onlara soru işaretlerini geri vereye çalıştığınızda şiddetli
bir itirazla karşılaşırsınız. Bu insan türü kesinlikle düşünmez. Düşünse de
kendine kadar düşünür..! İnsanlığa en büyük faydası havaya saldığı karbondioksitle
bitkilerin fotosentez yapmalarına katkı sağlamalarıdır.
Kısacası Bu insan
“yeni” Türkiye’nin insan türüdür. Yani 2. Cumhuriyetin yeni insanıdır.
Sonuç olarak tüm bu yazılanların doğrultusunda ele aldığımız
da insanoğlu yaşadığını “fark etmeye” hep bir soruyla başlamıştır. Bu sorunun
cevabını bulmak her zaman yeni sorulara gebedir. Eğer bir sorunun cevabı yeni
bir soru getirmiyorsa bu işte bir yanlışlık olduğu anlaşılmalı ve bu hatan en kısa
sürede dönülmelidir.
Düşünme eyleminin dışında duran insansıların yeniden
düşünmesini sağlamak için öneride bulanmasam bu yazıyı boşa yazmışım gibi
hissedeceğim ki böyle insanlara en acil söylemem gereken popüler kültürün
hücrelerine nüfuz etmesini engellenmek, engelleyemiyorlarsa etkisini en aza
indirilmektir. Ne mi lazım yoksa herkes
“ciciş kardeşler” gibi ortaya atlayabilir ve insanlın sonunu getirir çünkü
ciciş olmak soru işaretlerini yok etmek demektir. Soru işaretleri insan olabilmenin
anahtarı olan düşünebilmenin, en önemli aracıdır.
Evet, biliyorum bugün biraz fazla uzattın ama anlatacak çok
şey vardı. Aman siz siz olun kafanızdaki soru işaretlerinizden “kurtulmayın” zira
onlar hazinedir. Lütfen soru işaretlerinize iyi davranın :)



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder